2019 seçimlerine giderken: Milliyetçi cephe kendini genişletmek istiyor

17.02.2018 - 10:26
Haberi paylaş

Yerli Milli Cephe oluşturma girişimleri, Türkiye egemen sınıfının yönetim krizinin ve milliyetçilik, otoriterlik ve militarizm dışında bir çıkış yolu bulamadığının ifadesidir.

Ocak ayı başında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında 2019 seçimlerine yönelik ittifak görüşmeleri gerçekleştirildi. AKP ile MHP’nin 2019 seçimlerinde ittifak yapabileceğine ilişkin söylentiler zaten bir süredir vardı. Son olarak MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceğini ve 2019 cumhurbaşkanlığı seçimleri için “Yenikapı ruhu ile hareket edeceklerini” söyleyerek, Erdoğan'ı destekleyeceklerini belirtmişti. Bu açıklamadan iki gün sonra, 10 Ocak’ta, Erdoğan ile Bahçeli arasında seçim ittifakı üzerine bir görüşme yapıldı. Görüşmeden sonra partisinin milletvekilleri ile bir araya gelen Erdoğan, “Milli ve yerli olan herkesle birlikte hareket ederiz. Biz seçim ittifakını milli mutabakat olarak görüyoruz” dedi. Bunun ardından, her iki partiden üçer kişinin katılacağı seçim ittifakı komisyonu oluşturuldu.

Totaliter ve faşizan güçlerin AKP etrafında toplanmasının diğer bir ayağı, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin açıklaması oldu. “BBP olarak, Türk milliyetçilerinin, muhafazakârların ve maneviyatçıların birlikteliğinden memnuniyet duyduğumuzu ve desteklediğimizi ifade ediyorum. Hatta bu birlikteliğe Saadet Partisi'nin de katılmasını arzu ediyorum” diyen Destici “milli ve yerli” cepheyi desteklediğini ifade etti. Ardından Cumhurbaşkanı tarafından görüşmeye çağrıldı.

Tayyip Erdoğan’ın bu cepheye katılmasını istediği son parti ise, Saadet Partisi. Saadet Partisi Başkanı Temel Karamollaoğlu geçen hafta Cumhurbaşkanının daveti üzerine bir görüşme gerçekleştirdi. Henüz Saadet Partisinin ne yapacağı konusunda bir açıklama yok ama siyasi gözlemciler Saadet Partisinin cepheye katılma ihtimalinin yüzde 50’den fazla olduğunu belirtiyorlar. Böylece 70’li yıllardan hatırladığımız Milliyetçi Cephe tablosu tamamlanmış oluyor.

Günümüzde bu cephenin ulusalcı soldan da bazı destekçileri var, ama Erdoğan’ın gözünde oy oranı olarak bir şey ifade etmedikleri için muhtemelen cepheye resmi olarak davet edilmeyecekler.

MHP ve BBP, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası olağanüstü hal uygulaması ile başlayan ve 16 Nisan referandumu ile birlikte hız kazanan demokratik alanı daraltan yönelimin başlıca destekleyicileri konumunda.

Özetle, içinde iki faşist partinin yer aldığı yeni inşa edilmekte olan bu sağcı “Yerli Milli Cephe”, 15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinden bir süre sonra aralıksız uygulanan OHAL pratiklerini daha da geliştirecek, militarizmi daha da tırmandıracaktır.

Hükümetin işini kolaylaştıran muhalefet

CHP, 16 Nisan 2017 anayasa değişikliği referandumunda “hayır” kampanyası yürüttü, sonrasında ise “hayır” blokunu büyütmeyi temel alan bir strateji izledi. Bunun için Saadet Partisi ile görüştü, ülkücü İP ile de temaslarını sürdürüyor. Tüm bunları kurulmakta olan AKP-MHP-BBP Yerli Milli Cephesine karşı seçimlerde yeni bir koalisyon kurmak için yapıyor.

Bu koalisyon oluşsa ve sonuçta bir seçim zaferi kazansa, kuracağı hükümet, işçi sınıfı düşmanlığı, milliyetçilik ve militarizm konusunda AKP-MHP-BBP ittifakından geri kalmayacak. Çünkü bu koalisyon AKP’nin tüm baskıcı yönelimlerini destekliyor.

CHP ve muhtemel ittifakları “Barış süreci” sırasında AKP’yi Kürt siyaseti ile işbirliği yapmakla suçladılar. Şimdi de Ege Denizi’ndeki bazı Yunan adaları üzerinden iktidara yükleniyorlar, bu adaları “kurtarmaktan” söz ediyorlar. CHP bugüne kadar meclise gelen bütün Suriye ve Irak tezkerelerinde hükümeti destekledi.

İktidardaki ve muhalefetteki bütün burjuva partiler, işçi sınıfının haklarının budanması, milliyetçilik ve militarizm konularında benzer politikalar ileri sürüyorlar, emekçi kitleleri kandırıyorlar.

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol