İfade özgürlüğünde ortak payda arayışı

28.01.2015 - 13:35
Haberi paylaş

12 kişinin ölümüne yol açan Charlie Hebdo dergisine yönelik saldırının ardından başlayan ifade özgürlüğünün sınırları tartışması sürerken "ortak payda üzerinde kurulacak geniş tabanlı bir toplumsal sözleşme oluşturulması" için imza kampanyası çağrısı yapıldı.

"İfade özgürlüğü için geniş tabanlı bir toplumsal sözleşme oluşturalım" başlıklı çağrı şöyle:

İfade özgürlüğü konusundaki tartışmalar olması gereken üzerinden değil de olmaması gereken üzerinden yürütülüyor.

İfade özgürlüğünü geliştirmek insanı geliştirmektir. Konuşabildiğimiz ve yaşanabilir bir dünya için ifade özgürlüğü konusunda her kesim ortak bir payda arayışında olmalıdır. İfade özgürlüğü için geniş tabanlı bir toplumsal sözleşme oluşturalım.

Hangi yönetim şekli ve yönetici olursa olsun, çoğunluğun da azınlığın da kendini mağdur hisseden her kişinin ifade özgürlüğünü herkese karşı koruyalım. Hiç kimse ifadesini bireysel veya örgütlü bir şekilde yapmasından dolayı kınanmamalıdır. Her ifade herkese ulaşmalıdır, beğeni ve eleştiri hakkı kısıtlanmaksızın özgürleştirilmelidir. Kamil insan özgür ifadeyle oluşur. Hakikatın ortaya çıkması, karşıt fikirlerin çarpışmasıyla olur. Bir fikrin eleştiriye kapanması aslında onun aleyhinedir, gelişimini engellemektir. Fikrin ifadesinin engellenmesi, onun zarar vermeye yönelmesine yol açabilir.

İncitici, şoke edici, sarsıcı düşünceleri de hakaret kategorisine almayalım. Her eleştiriyi hakaret ilan edersek en başta insanlığın gelişimini engelleriz. Evet, hakaret fikir özgürlüğüne girmez. Ama otoriter rejim ve zihniyetlerin bazen eleştirel fikirleri de "hakaret" ilan edip susturduğu unutulmamalı, aradaki ayrımı hassasiyetle yapmaya özen gösterilmelidir.

İfadenin özgürleşmesi önündeki engeller en üst düzeyde kaldırılmalıdır, araştırma ve eleştirmenin önünün açılması esas alınmalıdır. İncitici, yaralayıcı, saldırgan veya zalimce görüşlerin bastırılması gerektiğini söylerken gerçekte “Benim hoşlanmadığım veya nefret ettiğim görüşler susturulmalıdır” demek istiyor olmayalım!... İfade özgürlüğünde çifte standart yapmak veya şiddete teşvik, kaba hakaret ve ırkçılık yapmak da en başta ifade özgürlüğüne zarar verir. İfade özgürlüğünü korumak onun araçsallaşmasını, yanlış tanınmasını engellemekle de olur.

İmzacılar

Abdülhamit Bilici, Ahmet İnsel, Ali Akay, Ali Bayramoğlu, Ali Fikri Işık, Akın Kaynarpınar, Arzu Başaran, Aydın Bodur, Aydın Engin, Aygül Erce, Ayşegül Doğan, Baskın Oran, Behmen Doğu, Cemal Uşak, Cevdet Zeydanlı, Emrullah Beytar, Erdal Doğan, Ferhat Kentel, Güven Gürkan Öztan, Hamdi Tayfur, Hande Demircioğlu, Hidayet Şefkatli Tuksal, Hüseyin Karakaş, Hüseyin Sarıgül, İbrahim Sediyani, Kuban Kural, Mehmet Ali Başaran, Mehmet Arif Koçer, Mehmet Atak, Mehmet Kamış, Meryem Koray, Metin Bayrak, Mithat Sancar, Mualla Kavuncu, Murat Bahçeli, Murat Özbank, Mücahit Bilici, Nil Mutluer, Nur Bekata Mardin, Nurcan Baysal, Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Özlem Yağız, Rana Arıbaş,  Sami Sevim, Seda Uygur, Sıdıka Çetin, Sinan Karabag, Sinan Özbek, Soner Şimşek, Süphan Erkan, Şanar Yurdatapan,  Tarık Beyhan, Ufuk Uras, Ümit Cizre, Ümit Kardaş, Ümit Kıvanç, Zeki Kılıçaslan

Kampanyaya katılmak için: www.sessizkalmamakgerek.com

Bültene kayıt ol