Gerçekleri öğrenme “hakkı”

28.07.2016 - 09:38
Haberi paylaş

OHAL'de uygulanacak cezalar var. Resmi gazete ve “kabahatler” kanununun yeniden hatırlatılmasıyla vücut buldu.

Yaşadığım yer Kızılay isminin önüne, birlikte yaşadığımız cunta vahşetiyle şehitlik ve demokrasi unvanı koyulmuş. Boğaziçi Köprüsü es geçilmedi elbette, bunlara kökten bi itirazım yok çünkü oraya Boğaz Köprüsü, Kızılay’a da Kızılay denecek; tabela sıkıntısı olur o kadar.

Ama açıklayın, yarı ölü takldi yapmayın!

2007 senesinin bir yerinde (tam tarihi hatırlmıyorum) basketbol sahası çevremde en güzel olan, daha önce iyi maçlar da izlediğim, şimdi ismi nedir bilmiyorum Anayasa parkının karşısında “Kozmik oda”yı Darbelere Karşı 70 Milyon inisiyatifinin basın açıklamasıyla teşhir etmiştik.

Benzeri bir eylemimizi, kendisini “ahmak” ilan eden Arınç’a suikast falan olmasın diye yapmıştık, Balgat'ta.... Arkasındayım.

Kozmik Oda’yla başlayan inkâr sonrası (hep yapılan, müesses nizamın iki yüzlülüğüyle) hakikaten bizi kozmik ilan ettiniz, kozmik gititi yerini "öldür diyenler yargılansın" diyenler aldı. Öyle olduğunu zannediyorsanız Dolmabahçe mutabakatına sizi götüren, yüz binlerin “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeneyiz” çığlığıylıydı.

Korkmayın, darbeyi eş dost, enişte engelemedi, en azından onlara saygınızdan gördüklerinizi, bulduklarınızı açıklamanız gerek.

Yine bir darbeler hatırası, 27 Nisan e-muhtırası olarak hayatımızda vuku bulan “ben yazdım, iki duble rakı içtim, yazdım” diyen Büyükanıt’ın muhtırası, TSK web sayfasında uzunca bir süre had bildirir gibi durdu. Dolmabahçe mutabakatınız sizinle birlikte mezara falan gitmemeli Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Hrant‘ın yüz binler tarafından uğurlanması kimseyi korkutmasın. Siz "öldürün" diyenleri bir söyleyin, demokrasi-özgürlük her şeyden öte adalet hepimizi harekete geçirir, sorun değil. İşimiz herkese özgürlük, herkese adalet... Biz adalet ve özgürlüğü savunan devrimci sosyalistler olarak “öldür diyenler”in yakasını bırakmayacağız. Dolmabahçe mutbakatı, Hrant’ın üzerine örtülecek bir “sır” olmamalı, yaverinize sorun isterseniniz. https://tr.wikipedia.org/wiki/27_Nisan_Genelkurmay_Ba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1_Bas%C4%B1n_A%C3%A7%C4%B1klamas%C4%B1

Bu e-muhtura diye hayatımıza yer eden zorbalıklara karşı biz anında, tabii takvimin gereği 1 Mayıs'ta beyaz bir beze “Sözde değil özde demokrasi” yazıp kortejde yerimizi aldık. Ruhunda riyakârlık yatan, ister devlet deyiver, ister düzen de ister sistem de, Ergenekon ve (bence uygulaması çeyrekle yarım arası olan) Balyoz “derdest etme” darbe planını açıklar mısınız? Yoksa enişteye falan soralım.

Yeni devlet dizaynı, baskı ve güvenlik politikası, yani Cerattepe’yi Cengiz Holding'e OHAL gereği patırsısız falan satmaktan geçiyorsa bunu da zaten açıklamadan icraya koymakta can attığınızı biliyoruz... Yine insani yaşam için ve çalışma koşullarına karşı direnen, greve çıkan, büyük çoğunluğu AKP’ye oy veren işçileri yasa dışı ilan etmeyle mi 15 Temmuz'da darbeyi püskürten sıradan insanlarıın yaşam-geçim hakkıyla darbe karşıtı olacaksın? Olmaz. 

Tepemde gezen F-16 veya kobra helikopterinin saçtığı mermi ve korkuyu nasıl bastıracaksın? Artık darbeyi tankı, topu hiçe sayanlar cumhuriyetindeyiz, işte bundan korktular.

Bize kocaman bir "gerçek" borçlusunuz!

"Kimdi giden, kimdi kalan" aforizmalarını bırakıp, üst üste iki tankın altına yatmakta tereddüt bile hisetmeyen darbe karşıtına gerçeği söylemelisiniz.

AA'nın verdiği "darbe başı hakikaten darbenin başı mıydı?" haberciliğini açıklayın.

Neticeye gelirsek, darbeyi dün kozmik odada olanı biteni teşhir etmeye çalışan, yukarıda bahsettiğim gibi “asker kışlaya” deyip savaş makinalarına karşı duran sırdan insanlara bilanço değil gerçeği açıklamak zorundasınız

Ben enişte ciddiyetsizliğini ve ön kabulünü görerek, 15 Temmuz’da bana ve topluma yaşatılan kabus hakkındaki gerçeği öğrenme hakkımı kullanmak istiyorum.

Serkan Akyıldırım

Bültene kayıt ol