DurDe aktivistleri sınırda devletin yaptıklarını protesto etti: “Suriyeli sığınmacılar kardeşimizdir!”

15.06.2015 - 21:27
Haberi paylaş

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe platformu, Akçakale civarında devletin mültecilere yönelik tutumunu protesto ederek Suriyeli sığınmacılarla dayanışma çağrısı yaptı.

İstanbul'da Galatasaray Meydanı'nda toplanan aktivistler, "Suriye halkı yalnız değildir" ve "Irkçılığa dur de" sloganları attı.

DurDe platformu adına Gonca Şahin tarafından okunan basın açıklaması şöyleydi:

Sınırdaki devlet terörünü lanetliyoruz! Suriyeli sığınmacılar kardeşimizdir!

Tel Abyad’da IŞİD ile YPG güçleri arasında yaşanan çatışmalardan kaçan binlerce kişi, günlerdir sınırda bekliyordu. Türkiye devleti, daha önce başka örneklerde de görüldüğü gibi, kamuoyunda büyük bir tepki oluşana kadar savaştan kaçan insanlara kapılarını kapattı.

Bölgeden aktarılan ve medyaya yansıyan bilgilere göre, sınırda bekleyen binlerce Suriyeli, IŞİD militanlarınca geri götürülmek istendi. Sık sık sınırın öte tarafında belli bir siyasi gücü görmek istemediğini açıkça deklare eden Türkiye devleti ve başka durumlarda çoğu kez sınırı geçmeye çalışan Rojavalı sivil Kürtleri ateş açarak öldüren Türk Silahlı Kuvvetleri, IŞİD militanlarını izlemekle yetindi.

Uzun süren “toplantılar” sonucunda devlet kapıları belli bir süreliğine açmaya karar verdiğinde, IŞİD sınırdan geçmek isteyenleri engellemeye çalıştı, Suriyeliler kaçarcasına tellerden atlayarak canlarını kurtarmaya çalıştılar. “Güvenlik” güçleri ise Suriyelilere tazyikli su sıkarak saldırdı.

Binlerce kişi sınırdan geçmiş olsa da, sınırda iki bin civarı kişinin beklemeye devam ettiği bildiriliyor.

Daha da vahimi, bölgedeki Suriyelilerin aktardığına göre, 5 çocuk, kapalı sınırın ardında günler boyu beklerken susuzluk ve sıcaklık nedeniyle hayatını kaybetti.

Türkiye devletinin ve ilgili kurumların sınırdaki bu insanlık dışı tutumunu kınıyoruz.

Biz DurDe Platformu’nun aktivistleri olarak çok uzun süredir Suriyeli mültecileri hedef alan ayrımcılığa ve saldırılara karşı mücadele ediyoruz.
Türkiye’de iki milyona yakın Suriyeli, tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerde tarif edilen “mülteci” statüsüne ve en temel insan haklarına sahip olmadan yaşıyor.

Son seçimlere kadar uzun süredir iktidarda olan parti, Türkiye’ye sığınan mültecilerin çokluğunu, diğer devletlerle siyasi çekişmelerinde bir koz olarak kullanırken; Suriyeli mülteciler Türkiye’de her gün ırkçılığa ve çoğu zaman fiziksel saldırılara maruz kalarak, açlık ve sefalete mahkûm edilerek yaşıyor.

Ana muhalefetteki parti ise seçim kampanyasında Suriyeli mültecilerin geri gönderileceğini vadediyor.

Ana akım siyasi partilerinin bütününün Suriyelilere bakışında bir aşağılama ve ırkçılık açıkça göze çarpıyor. Bu durum, Suriyelilerin Türkiye’deki toplumsal sorunların kaynağı olduğunu iddia eden göçmen ve mülteci düşmanı söyleme güç kazandırıyor. Oluşturulan bu atmosfer, Suriyelilere yönelik saldırılara, linç ve kundaklama girişimlerine zemin hazırlıyor. Polisler çoğu zaman saldırganları yalnızca sakinleştirirken, Suriyelilere saldıran hiç kimse ceza almıyor.

Biz ise Suriyelileri, dünyadaki milyarlarca diğer insan gibi kardeşimiz olarak görüyoruz. Tüm diğer Türkiye yurttaşlarıyla eşit haklara sahip olmaları ve insanca bir yaşam sürebilmeleri için mücadele ediyoruz.

Mülteciler Türkiye’deki siyasi saflaşmalarda olumlu veya olumsuz anlamda kullanabileceğimiz veya ne zaman geri gönderilecekleri üzerinden tartışmalar yürüteceğimiz bir kitle değil.

Bu yüzden Suriyelilere “Misafir değil kardeşimizsiniz, hoş geldiniz” demiştik.

İnsan haklarına duyarlı tüm kesimleri, mültecileri, Suriye’de ne zaman sağlanacağı belli olmayan bir barış ortamında gönderilecek fazlalıklar olarak değil; temel insan haklarını garanti altına alarak birlikte bir yaşamı inşa edeceğimiz kardeşlerimiz olarak görmeye çağırıyoruz.

Türkiye devletini, korkunç bir savaş ortamından, Baas diktatörlüğünün bombardımanlarından ve IŞİD’in katliamlarından kaçarak buraya sığınmak isteyen insanlara üstten bakan, onları ölüme ve susuzluğa terk eden tutumunu değiştirmeye çağırıyoruz.

Hangi etnik kimlikten veya inançtan olursa olsun, savaşların sürdüğü Suriye ve Irak gibi komşu ülkelerden Türkiye’ye sığınmak isteyen herkes için kapıların açık tutulması çağrısını yineliyoruz.

Sığınma hakkı, temel bir insan hakkıdır!
Irkçılığa hayır!

DurDe platformu

Bültene kayıt ol