Demokratik, eşitlikçi bir Ortadoğu için

22.12.2017 - 13:02
Haberi paylaş

Sosyalist İşçi gazetesinin son sayısında, Roni Margulies, Filistin üzerinden Ortadoğu'daki demokrasi mücadelesini yazdı:

Türkiye'de, Filistin halkının haklılığını, İsrail devletinin ırkçı saldırganlığını anlatmak çok da acil bir iş olmasa gerek. Nüfusun çok büyük çoğunluğu, işin tarihini, ayrıntılarını bilse de bilmese de, zaten Filistinlilerle en azından bir gönül bağı hissediyor, mücadelelerini haklı buluyor, destekliyor.

Ne var ki, çok zaman bu destek Filistinlilerin Müslüman, İsrail'in ise bir "Yahudi devleti" olmasından kaynaklanıyor. Oysa sorun, dinî bir mesele değil, Müslüman-Yahudi meselesi değil.

Filistinlilerin haklılığı

Dünyanın bir ucundan bir insan topluluğu kalkıp dünyanın bir başka ucuna gitse. Ve o başka uçta yaşayan yoksul, kendi halinde, toprakla cebelleşerek, zeytin, hurma ve limon dışında pek bir şey üretemeden zor bela geçinen insanlara “Biz 2.000 yıl önce burada yaşıyorduk, geri geldik, bu topraklar bizim, siz başka bir yere gidin” dese. Bu zeytin, hurma ve limon üreticileri, “Başka gidecek yerimiz yok, gidemeyiz” dese. Ve dışarıdan gelenler “Yok yahu, bal gibi gidersiniz!” deyip savaş açsa ve bu savaşta müthiş bir vahşet uygulasa, gitmek istemeyen köylülerin korkup gitmesi için özellikle korkunç yöntemlere başvursa, dünya ne derdi?

Ve çoğu gerçekten korkup evini ve toprağını bırakıp gittiğinde, dışarıdan gelenler, “Artık burası bizim, burada sadece bizim gibi olanlar yaşayabilir” dese ve kendi devletini kursa. Sonra da, ya cesur ya yaşlı ya inatçı olduğu için kaçmayanlar o devletin sınırları içinde tüm haklarından mahrum üçüncü sınıf vatandaşlar gibi yaşamak zorunda bırakılsa, dünya ne derdi?

Örneğin, İngiltere’nin kuzeyinde yaşayan ve Viking asıllı oldukları herkesçe bilinen İngilizler Danimarka’ya yerleşse ve tepeden tırnağa silahlanarak Danimarkalılara, “Burada eskiden bizim atalarımız yaşıyordu, burası bizim, siz çevre ülkelere gidin, burada biz yaşayacağız” dese, dünya kamuoyu bunu kabul edilebilir mi bulurdu? Uluslararası hukuk bunu onaylar mıydı?

Filistin’de kabul edilebilir bulundu ve tam 70 yıldır onaylanıyor. Niye?

Emperyalist devletlerin tavrı

Dünyanın en zengin petrol bölgesinde, en istikrarsız bölgesinde, jeopolitik açıdan en önemli bölgelerinden birinde emperyalizmin sorgusuz ve kuşkusuz bir müttefiğe, eli sopalı bir jandarmaya ihtiyaç duyuyor. Başta Amerika olma üzere emperyalist ülkeler için bu jandarmanın varlığı her türlü hak ve hukuktan daha önemli.

Emperyalist devletlerin tavrını anlamak kolay. Peki, İsrail’in Batı’da halk arasında da yaygın sempati uyandırmasını, Filistinlilerin başına gelenlerin adeta görmezden gelinmesini nasıl açıklamalı? Kolay: Nazi soykırımı. Yaygın görüş, Nazilere altı milyon kurban veren bir halkın, kendi toprakları diye düşündüğü topraklarda rahatça yaşama hakkı olduğu. İnsancıl bir görüş. Avrupa'nın suçluluk duygusundan kaynaklanan bir görüş.

Ama bir sorun var. Filistin’deki Yahudi nüfusun devede kulak olduğu, ancak Hitler iktidara geldikten sonra büyük sayıda Yahudi’nin Filistin’e göçtüğü doğru. Ama göçtüklerinde Filistin’in yerel halkına “Avrupa’da bizi kırdılar, orada yaşamak istemiyoruz, izin verin bu topraklara gelelim, burada birlikte, kardeşçe yaşayalım” demek başka şey olurdu, “Buralar bizim, siz gidin” demek başka şey. Birincisi kabul edilebilir, ikincisi hiçbir açıdan (hukuksal, etik, ahlakî) kabul edilebilir değil.

Ve Filistinliler bunu kabul etmediği, Arap ülkelerinde göçmen kamplarında yaşamayı sessizce kabullenmediği içindir ki, İsrail sorunu 70 yıldır dünyanın gündeminden çıkmadı.

Irkçılığa karşı ırkçılık

İsrail sorunu bir "oyun" veya "Yahudi komplosu" değildir; ne Tevrat'la alakalıdır ne de Yahudilik diniyle. Tümüyle siyasî bir olgudur. İsrail'in kurulduğu 1948 yılında, Avrupa'dan kaçıp gelen Yahudileri ve bunların arasında örgütlenen Siyonist hareketi Amerikan emperyalizmi kendi amaçlarına uygun bulup desteklemeseydi, devletin kurulması mümkün olamazdı. O günden bugüne Batı, yine kendi emperyal amaçları doğrultusunda, İsrail'i destekliyor olmasaydı, bu devlet yaşamını sürdüremezdi.

Bu durumda, Filistin halkını destekleyenlerin (ve sadece Filistin'de değil, bölgenin her yanında, Irak'ta, Mısır'da, Suriye'de, emperyalizmin yaptıklarına karşı çıkanların) meseleyi siyasî bir şekilde ele alması, ırkçılığa, antisemitizme, din düşmanlığına kapılmaması gerekir. İsrail devletinin ırkçılığına, ırkçılıkla karşı çıkılamaz. Düşman olarak Yahudi'yi görmek hedef şaşırtır. Emperyalizmden medet ummaya yol açar.

“Köktendinci terörist”

Bugün sorun tamamen kangren olmuş durumda. Her Amerikan cumhurbaşkanı önce ilk seçildiğinde, sonra da başkanlık dönemi sona ermek üzereyken bir “barış” girişiminde bulunur. Bu girişimler, Filistinlilere kendi topraklarının yüzde 15-20’si üzerinde saçma sapan bir devleti kabul ettirmeye çalışır. Örneğin, "iki devlet çözümü" İsrail'in 1967'de yeni alanlar işgal etmeden önceki sınırlarına çekilmesini, geri kalanında Filistin devleti kurulmasını önerir. Bu "çözümün" Filistinlilere verdiği toprak, toplamın yüzde 23'üdür. Oysa toprakların tümü Filistinlilerindir, yüzde 67'sinden niye vazgeçmeleri gerektiğini anlamak zordur!

Buna rağmen, "çözümü" kabul ederler. İsrail, Amerika’yı kızdırmamak için kabul etmiş gibi görünür. Sonra şu veya bu şekilde anlaşmayı bozar. Filistinlilerin terörist olduğu, Hamas’ın köktendinci olduğu, zaten tüm Müslümanların ve/veya Arapların kana susamış barbarlar olduğu tartışılmaya başlanır. İsrail daha fazla Filistin toprağına el koyar, duvarlar inşa eder, “terörist” öldürür. Bir dahaki “barış” girişimine kadar.

Amerika'nın başında Trump olduğuna göre, bir daha "barış" girişimi olacağı da artık kuşkulu.

Gerçek çözüm zaten Amerika'dan gelmeyecekti, gelemezdi, bundan sonra hiç gelmeyecek. Sorunun kaynağı olan emperyalizm, sorunun çözümü olamaz. Çözüm, önce Filistin halkının kendi mücadelesinde, sonra ve daha önemlisi, çevre Arap ülkelerinde işçi sınıfının o berbat rejimleri, krallıkları, diktatörlükleri, emirlikleri devirmesinde. Bölgenin tümünde demokratik, eşitlikçi, adil bir düzen kurulmasında.

Roni Margulies

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol