Almanya seçimleri: Sağ popülistler üçüncü büyük parti olacak mı?

23.09.2017 - 11:30
Haberi paylaş

Almanya'da bu pazar günü yapılacak olan federal meclis seçimlerine, sağ popülist Alternatif für Deutschland (AfD) /Almanya İçin Alternatif'in ülkenin üçüncü büyük partisi olup olmayacağı tartışması damgasını vuruyor. Anketlere göre AfD %10 civarında bir oya sahip. Sağ popülistlerin yükselişini endişeyle izleyen demokrat Alman seçmenler, AfD'ye karşı mutlaka sandığa gidilmesi çağrılarını giderek artırıyor.

Seçimlerde başında Angela Merkel'in bulunduğu Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) %4-5 civarında oy kaybedeceği öngörülmekle birlikte, izlediği mülteci politikalarına, Türkiye ile yaptığı kirli anlaşmaya ve sosyal kesinti politikalarına rağmen seçimlerden birinci parti olarak çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) eski genel başkanı ve halen kabinede dışişleri bakanı olan Sigmar Gabriel,Trump ile Erdoğan'a karşı sert tutumuyla partisine oy kazandırmakla birlikte, SPD'nin 2013 seçimlerine göre 2-3 puan gerilemesi bekleniyor. Gabrier, AfD'nin federal meclise girme ihtimalini "70 kusür yıldır ilk kez Reichstag'da Naziler konuşacak" sözleriyle değerlendirdi. Partinin genel başkanı ve başbakan adayı Martin Schulz da, AfD'nin pozisyonunu "utanç verici" olarak değerlendiriyor. SPD'nin %22 civarında oy alması bekleniyor.

Nükleer santrallerin kapanması, yeşil enerjiyi teşvik, LGBTİ hakları gibi konuların Merkel tarafından da ele alınması nedeniyle, oy oranı %8'e kadar gerileyen Yeşiller'in başbakan eşadayları Simone Peter ile Cem Özdemir. Koalisyona girerlerse Özdemir ilk Türkiye kökenli dışişleri bakanı olabilir.

2013 seçimlerinde barajın altında kalarak vekil çıkartamayan Hür Demokrat Parti'nin (FDP) oy oranı, 38 yaşındaki Christian Lindner'in genel başkanlığa seçilmesiyle birlikte %9 civarına yükselmiş görünüyor. FDP,  yıllardır CDU’nun doğal ortağı konumunda. Yanlarına Yeşilleri de almak suretiyle kurulacak bir koalisyonda yer alabilecekleri öngörülüyor.

AfD: Sağ popülizm neden yükseliyor?

Halen %9 civarında oy oranına sahip die Linke'nin (Sol Parti), izlediği mülteci yanlısı, özgürlükçü, neoliberal karşıtı politikalarla oylarını artırması bekleniyor. Sol Parti seçimlerde AfD'nin üçüncü büyük parti olma ihtimaline karşı mutlaka sandığa gidilmesi çağrısı yapıyor. Sol Parti'nin başbakan eşadayları Sahra Wagenknecht ile Dietmar Bartsch.

Dünyanın genelinde neoliberal politikaların çöküşüyle birlikte yükselen sağ dalgadan, Almanya da muaf kalmadı. 2008 krizinden ekonomisi görece olarak hasar görmeden kurtulmuş olsa da, Alman kapitalizminin İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yakaladığı genişleme dönemi ve buna bağlı olarak ayakta duran güçlü sendikalar ve düşük işsizlik sona erdi. Krizin faturası yine dünya genelinde olduğu gibi işçi sınıfına çıkartıldı. Ücretler üzerindeki baskı arttı, taşeronlaşma ve güvencesiz çalışma yaygınlaştı, sosyal kesintiler hız kazandı. Bütün bunlar umutsuzluktan beslenen sağın ve özelde AfD'nin güçlenmesine neden oldu.

Umutsuzluktan beslenen sağı durdurmanın en kestirme yolu, Alman işçilerinin, göçmenlerin ve mültecilerin birlikte egemen sınıf politikalarına karşı işyerlerinde ve sokaklarda mücadele etmesinden geçiyor.

Bültene kayıt ol