(Özel) Barış aktivistleri Suriye'deki kimyasal saldırıyı yorumladı

06.04.2017 - 11:09
Haberi paylaş

Esad rejiminin İdlip'te gerçekleştirdiği kimyasal silah saldırısıyla ilgili, Küresel BAK aktivisti Faruk Sevim ve barış aktivisti Ozan Ekin Gökşin marksist.org'a görüşlerini bildirdi: 

Ozan Ekin Gökşin: "Suriye halkları yalnız değildir" diyoruz ama bitmek bilmeyen katliamlardan sonra görüyoruz ki, yapayalnızlar. Katliama uğradıkları yetmiyor, katledildiklerini kanıtlamaları gerekiyor sürekli. İdlip'teki kimyasal saldırı sonrası, yaşam mücadelesi vermenin yanı sıra kara propagandayla aşağılanıyorlar. Gün boyu çeşitli kaynaklardan haberleri takip etmeye çalıştım, rejim yanlılarının iddiaları birbiriyle çelişen birçok iddianın birleşiminden oluşuyor. Önce hiçbir saldırı olmadığı söylendi, sonra hava saldırısıyla muhaliflerin kimyasal silah deposunun vurulduğu, sonra bu saldırının havadan değil karadan füzeyle gerçekleştirildiği, bir ara kimyasal silah bulunmadığı, çünkü kimyasal olsa maskeyle ve çıplak elle müdahale yapılamayacağı söylendi, en sonunda rejimin en büyük destekçisi Rusya, rejimin hava saldırısı yaptığını kabul etti. Sonrasında ise yaralıların tedavi olduğu hastanelere saldırı oldu. İdlip'te yaşananlar konusunda muhalefeti suçlayanlar arasında, ölümlere üzülen görmedim. Can çekişen çocuklara bakıp kahrolmamak elde değil oysa. Tüm soğukkanlılıklarıyla ardı arkası kesilmeyen ve birbiriyle çelişen iddialarda bulundular. Sonuç olarak dünyanın gözü önünde spazm geçirerek, kusarak ölen insanlar gördük. Daha önce de koalisyon güçlerinin ve Suriye'ye dışarıdan müdahalede bulunan bütün devletlerin sayısız sivili katlettiğini gördük. Bölgedeki güçler Suriye'den elini çekmedikçe, bu vahşi diktatörlük yıkılmadıkça maalesef daha çok ölüm göreceğiz.

Ölümleri durdurabilmek için Suriye Devrimiyle dayanışmaya devam etmeli ve bulunduğumuz yerlerde ırkçılığa karşı birleşmeliyiz. 

Faruk Sevim: Suriye’de altı yıldır süren bir savaş ve katliam var. Bu katliamlar Mart 2011’de Esad’ın, Suriye halkının barış ve özgürlük taleplerini kan ve şiddetle bastırmasıyla başladı. Altı yıldan bu yana 12 milyon Suriyeli evlerinden edildi. Bu insanların 5 milyonu mülteci olarak Suriye dışına kaçmak zorunda kaldı. 300.000’den fazla öldürülen sivil var ve bu insanların çoğu kadın ve çocuk. İdlip’te Esad’ın kimyasal silah kullanması sürmekte olan insanlık dışı bir savaşın bir başka boyutu aslında. Hâlihazırda zaten insanlık dışı bir durum var ancak bu ve bunun gibi kimyasal saldırılar bu durumu daha da korkutucu boyutlara taşıyor.

Esad bundan önce Ağustos 2013’te de Şam’ın Doğu Guta bölgesinde kimyasal silah kullanmış ve iki saat içinde 1500 kişiyi öldürmüştü. O zaman ABD kimyasal silah kullanılması bizim için kırmızı çizgidir, müdahale edebiliriz demişti. Ancak sonrasında Rusya’yla anlaştılar ve Esad’ın elindeki kimyasal silahların yok edilmesi meselesini takip etmediler. Katliamın da ardına kimse düşmedi. Şimdi tekrar Esad bütün bu süreçten kendine güvenerek ve hesap sorulmayacağının farkında olarak çıktı. Zaten muhaliflerin elinde az sayıda bir yer kaldı, kimyasal silah kullanarak muhalefeti tamamen sindirip yok etmeyi amaçlıyor. Bu saldırıda şimdilik 100’e yakın insanın öldüğünü biliyoruz. Esad inkâr ediyor ama biz Esad’ın daha önceden de pek çok defa kimyasal silah kullandığını bildiğimiz için bunu da Esad’ın yaptığına eminiz. Bütün barış aktivistlerinin ve insan hakları örgütlerinin bu olayın karşısında tepki göstermesi lazım.  Esad’ın ve bütün işbirlikçilerinin uluslararası mahkemelerde yargılandığını görmeden de bu mücadeleden vazgeçmemeliyiz.

Bültene kayıt ol