Donald Trump'a kimler oy verdi?

14.12.2016 - 10:34
Haberi paylaş

Kimler Donald Trump’a bir sonraki ABD başkanı olması için oy verdi? Çıkış anketleri Trump’ın, başta üniversite eğitimi almamış olanlar olmak üzere, beyaz seçmenlerden aldığı destekle kazandığını gösteriyor.

Bazıları, beyaz işçi  sınıfı seçmenlerinin ırkçı olduğu ve Trump’ın Meksikalılara ve Müslümanlara karşı nefreti kışkırtmasıyla oy kazandığı sonucuna bile vardı.

Elbette Trump iğrenç derecede ırkçı bir kampanya yürüttü. Ama Latinlerden ve diğerlerinden de büyük miktarda oy aldı.

Seçim paterni, bunu sadece ırkçı oylar olarak görmenin çok fazla basitleştirilmiş bir yaklaşım olduğunu gösteriyor.

2008 ve 2012’de seçmenlerin Barack Obama’yı, ABD’nin ilk siyah başkanını seçtiği birçok eyalette, bu kez Trump kazandı.

New York Times’ın (NYT) da söylediği gibi “Onlarca yıldır oylarını Demokratik parti adaylarına vermiş olan sendikalı seçmenlerle dolu endüstrileşmiş şehirler Trump’a kaydılar.”

Değişmeyen veya düşen ücretler, güvenli işlerin yetersizliği ve tırmanan eşitsizliğe karşı derin bir öfke var. Clinton’in iş dünyası yanlısı politikalarının bazılarına, işçi  sınıfına verecek herhangi bir hesabı olmadığı halde, Trump el koydu.

Trumbull, Ohio’da Trump 6 puanla kazandı. Buradaki seçmenler 2012’de 22 puanla Obama’yı desteklemişlerdi.

2012’de Obama Iowa’yı kolayca almıştı. Bu kez Trump kolayca kazandı.

Seçimler için önemli endüstrileşmiş eyaletler olan Michigan, Wisconsin ve Pennsylvania’da 2012’de Obama’nin aldığı oylara kıyasla, Clinton sırasıyla yüzde 13, 10 ve 9 puan düştü. 

NTY “Obama Kuzeydeki beyaz işçi sınıfın içinde güçlüydü.” diye yazdı. Bu, bu bölgelerdeki seçmenlerin basitçe ırkçı olarak azledilebilmesi sonucuna götürmez. Bu, Clinton’un kampanyasının bu bölgelerin desteğini kazanmada yetersiz kaldığını gösterir.

Üniversite mezunu olmayan beyaz erkeklerin yüzde 25’inden azı Clinton’ı destekledi. Obama bu grubun dörtte üçünün oylarını almıştı.

35-54 yaşları arasındaki siyah seçmenlerin hemen hemen tamamı oylarını Obama’ya vermişti. Bunlarin yalnızca yüzde 80’i Clinton’a oy verdi.

Nüfusunun yüzde 83’ü siyah olan Detroit’de Clinton Obama’nin 2012’de aldığından 48.000 daha az oy aldı.

Ve Obama Latin oylarının yüzde 70’ini almışken, Clinton yüzde 66’sını aldı.

Buna karşın, Trump’ın Latinlerden aldığı oy yüzdesi ile 2012’de Cumhuriyetci aday Mitt Romney’in almış olduğu oy yüzdesi kabaca aynı.

Latin erkeklerin üçte biri ve Latin kadınların yüzde 26’sı Trump’a oy verdi.

Beyaz erkekler büyük oranda Trump’ı destekledi – yüzde 63 Trump’a, yüzde 31 Clinton’a oy verdi. Beyaz kadınlar da büyük oranda Trump’ın arkasındaydı, yüzde 52’ı Trump’a oy verdiğini söyledi.

Edison Research'ün gerçekleştirdiği ve 24.537 seçmenin örneklem grubunu oluşturduğu ulusal seçim anketinde, Cliton’ı destekleyen tek beyaz grubunun universite eğitimi almış kadınlar olduğu ortaya çıktı. 

Trump’ın kampanyası yalnızca ırkçılık ve göç ile ilgili değildi. Trump, iki yüzlü bir şekilde, kendini elitere karşı sıradan insanları savunan bir “dışarlıklı” olarak konumlandırdı.

Bir milyarder olan Trump bu insanların bundan sonra “unutulmayacaklarını” ileri sürdü. İş alanları yaratmayı, makul ücretli sağlık hizmeti sağlamayı ve konutlandırmayı iyileştireceğini taahhüt etti. Clinton ise net bir şekilde düzenin adayıydı.

Edison’un anketi en yoksul kesimin (çoğu siyah veya Latinler) Demokratlara oy verme eğiliminde olduğunu, Cumhuriyetçi oyların ise gelire paralel bir şekilde arttığını ortaya koydu.

Yılda 50.000 USD’ın altında kazananların yüzde 52’si Demokratlara ve yüzde 41’i Cumhuriyetçilere oy verdi.

Yılde 50.000 USD’ın üstünde kazananlarda ise, Trump yüzde 49 ve Clinton yüzde 47 oranında oy aldı.

Amerikalıların gelecek nesillerin şimdikinden daha iyi yaşam koşullarına sahip olup olmayacağı sorulduğunda, Demokratlara oy verenlerin yüzde 59’u evet yanıtını verdi. Cumhuriyetçilere oy veren seçmenlerin ise yüzde 63’ü hayır dedi.

Sıradan insanlar sekiz yıldır Obama’nın Demokrat hükümeti altında kesintiler ve saldırılara maruz kaldılar. Yaşamlarının daha iyi olacağına dair verilen sözlerin tutulmadığına şahit oldular.

Obama’nın destekçileri sağlık reformu için büyük iddalarda bulundular.

Ancak seçimlere 2 hafta kala, Obamacare sağlık primlerinin 2017’de ortalama yüzde 25 artırılmak üzere düzenlendiği ortaya çıktı. Bu rakam seçmenlerin önemli bir bölümünün kaymasına neden olmuş olabilir.

Trump, sağ kanattaki kampanyasının arkasında, ABD toplumundaki öfkenin bir kısmını çekmeyi başardı. Irkçı ve cinsiyetçi olduğu çok açık olan birisinin bu kadar yüksek oranda oy almış olması ciddi bir endişe kaynağı.

Sonuç Cumhuriyetçilere büyük bir kayış olduğunu göstermiyor. 2012 seçimlerinde Cumhuriyetçi aday Mitt Romney oyların yüzde 47,2’sini almıştı.

Trump ise yüzde 47,5’ini aldı. Clinton kullanılan tüm oyların az bir farkla çoğunluğunu aldı.

Seçmenlerin neredeyse yarısının oy kullanmamış olduğunu unutmamalıyız.

NYT Trump’ın zaferini “düzenin güçlü bir şekilde reddedilmesi” olarak yorumladı. Açık ki birçok kişi kendilerini yarı yolda bırakan bu sistemden bıkmış durumda.

Sadie Robinson

(Socialist Worker)

Bültene kayıt ol