Fas'taki kanlı rejime karşı yeni bir hareket patlak verdi

28.11.2016 - 10:20
Haberi paylaş

Geçtiğimiz ay Kuzey Afrika’daki Fas’ta bulunan El-Hoceyma şehrinde, balık satan Muhsin Fikri’nin öldürülmesi, kitlesel eylemlerin tüm ülkeye yayılmasına neden oldu.

Fikri, polisin el koyduğu balıklarını almak için çöp kamyonuna atlamış ve polislerin kamyondaki ezme makinasını çalıştırmasıyla ezilerek ölmüştü. Bu olayın ardından başlayan gösteriler 2011 yılında gerçekleşen 20 Şubat hareketinin patlak vermesinden bu yana meydana gelen en büyük gösterilerdi.

En büyük gösteriler ülkenin kuzeyinde yapıldı; El-Hoceyma’da 70.000 kişi, Tanca’da ise 40.000 kişi yürüdü. Tanca işçi sınıfının ağırlıkta olduğu bir liman şehri ve aynı zamanda çokuluslu şirketlerin yatırımlarını cesaretlendirmek için kurulan iki “serbest sanayi bölgesi”ne de ev sahipli yapıyor. Ülkenin başkenti Rabat’ın yanı sıra Kazablanka, Tetuan ve onlarca başka şehir ve kasabada eylemler yapıldı. Sendikalar henüz eylemlere destek açıklaması yapmadı çünkü Fikri’nin öldürülmesi soruşturmasının sonucunu bekliyorlar.

Ana akım siyasi partiler Kral 6. Muhammet’in otokratik rejimini destekliyorlar. Muhalefetteki İslamcı partiler gösterilere destekçi bir şekilde yaklaşıyorlarsa da, onları örgütlemek veya yönlendirmek için çok çaba göstermiyorlar. Devrimci sol kendini cansiperane bir şekilde mücadelenin içine attı, ama göstericilerin sloganlarını ve taleplerini şekillendirmeyi başaramadı.

Rejim hemen halkın öfkesinin önünü kesmeye çalıştı. Kral İçişleri Bakanı Muhammed Hasad’ı resmi bir soruşturma başlatmak ve Fikri’nin ailesine şahsen kraliyet ailesinin taziye mesajlarını iletmek için bölgeye gönderdi. Devlet görevlileri aynı zamanda gösterilerin gücünü de kabul etmeye zorlandı, Hasad “Protesto yurttaşlığın bir ifadesidir” dedi. Ancak Kral’ın müdahalesi protesto hareketini kontrol altına almakta başarısız oldu. Bunun üzerine rejim öfkeli bir medya kampanyası başlatarak, hareketin bir avuç çapulcunun işi olduğunu iddia etti. Devlet, protestoların Birleşmiş Milletlerin düzenlediği ve 7 Kasım’da Marakeş’te başlayan COP22 iklim değişikliği konferansını zayıflatmak için yapılan uluslararası bir komplonun parçası olduğunu savundu.

Rejim aynı zamanda “Berberi” kartına oynayarak hareketi bölmeye çalıştı. Amazigh ismini tercih eden Berberi etnik azınlığı Kuzey Afrika’ya yayılmış bir yerli halkıdır. Harekeketin patlak verdiği El-Hoceyma’da nüfusun çoğunluğunu Amazigh’ler oluşturuyor ve Fikri’de Amazigh soyundan geliyordu. Amazigh bayrakları ve sembolleri pek çok eylemde öne çıktı. Bazı Amazigh eylemciler bu cinayetin asıl olarak Amazighlerin ezilmesiyle ilgili olduğunu ve Fas’ın temel sorunlarıyla bağlantılı olmadığını savundular. Oysa eylemlerin temelinde neoliberalizmin ve kemer sıkma önlemlerinin neden olduğu köklü sosyal sorunlar var. Yeni işlerin çoğu özel sektörde ve özel sektörde çalışan işçilerin %62’si güvencesiz işlerde çalışıyorlar, 800.000 kişinin ise sigortası yok. Dahası eğitim ve sağlık hizmetlerinde büyük bütçe kesintilerine gidildi. Protesto hareketi gelişmeye devam ediyor. İlk gösterilerin çağrısı facebook üzerinden yapıldı ama artık genç eylemciler gösteriler örgütlemek için forumlar oluşturmaya başladı.

6 Kasım’da El- Hoceyma’da yapılan 70.000 kişilik eylemin ardından eylemciler süreci devam ettirmek ve yeni eylemler örgütlemek için bir komite kurdular. Göstericilerin sloganları da gelişme gösterdi; Fikri’nin öldürülmesinden sonraki iki günde sloganlar sorumluların adalete teslim edilmesi talebi yükseltildi ve devletin bazı alt düzey görevlileri günah keçisi yapma çabaları kınandı. Gösteriler devam ettikçe rejimin Fas’ın zenginlikleri üzerindeki tekeline saldıran sloganlar atılmaya başlandı. Göstericiler “Fosfat ve iki okyanus, ama biz zulüm altında yaşıyoruz” sloganını atmaya başladılar. Bu slogan Fas’ın küresel fosfat rezervlerinin %80’ine sahip olmasını ve bir yandan Atlantik’e diğer yandan Akdeniz’e kıyısı olmasına vurgu yapıyordu. Ancak bu kaynakların hiçbiri halkın yararına kullanılmıyor, yalnızca ülkenin zenginliği üzerinde bir tekel kuran seçkinler bunlardan faydalanıyor. Yeni hareket sosyal adalet ve Fikri’nin öldürülmesinden sorunlu olanların cezalandırılmasını talep ediyor.

Mehdi Refik

(Türkçe'ye Onur Devrim Üçbaş çevirdi)

Bültene kayıt ol