Ermenistan’da karakol baskını ve bitmeyen savaş

28.07.2016 - 09:25
Haberi paylaş

Ermenistan’ın başkenti Yerevan’da 17 Temmuz’da “Sasun Delileri” adlı silahlı grubun Yerepuni polis karakolu baskınıyla başlayan rehine krizi müzakerelerle devam ediyor.

Karakolu basan Sasna Dzrer, “Sasun Delileri” adlı grubun elindeki 7 polis memurudan biri, çatışmalar sırasında yaralanarak hayatını kaybetti. Ermenistan Milli Güvenlik Servisi'nin yaptığı açıklamaya göre eylemcilerin elinde beş rehine bulunuyor. Ermenistan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Vardan Egiazaryan ve İçişleri Bakan Yardımcısı Valeriy Osipyan da rehineler arasında. Sasun Delileri, taleplerini baskın gecesi sosyal medyadan yayınladıkları bir mektupla duyurdu.

Sasun Delileri ne isyor?

1990'lı yıllarda Karabağ’da savaşan fedailerin oluşturduğu Sasun Delileri adlı silahlı grup, sosyal medyada yayınladıkları mektupta, 22 Haziran’da tutuklanan "Nor Hayastan" (Yeni Ermenistan) muhalif siyasi hareketi üyesi Jirayr Sefilyan’ın serbest bırakılmasını ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın istifa etmesini talep ediyor. Kendilerini tutuklu Jirayr Sefilyan’ın mücadele arkadaşları olarak tanıtan “Sasun Delileri” grubu, halka uzun süredir Ermenistan’da bir şeyleri değiştirmek için çalışan Sefilyan’a ve kendilerinin politik çabalarına tehdit ve baskı ile engel olunduğunu ve bu sebeple artık silahla mücadeleye başlayacaklarını duyurdu. Halka bu baskılara karşı sivil itaatsizlik çağrısı yapan grup, bütün mahalifleri sokağa desteğe çağırdığını açıkladı.

Karakoldan cep telefonu aracılığı ile mesaj göndermeye devam eden eylemcilerin çağrıları ile sokağa inen halk, Ermenistan’ın üç büyük şehrinde, Yerevan, Gyumri ve Vanadzor’da gözaltılar ve polis baskısıyla karşılaştı. 136 kişinin gözaltına alınmasıyla birlikte tepkiler giderek artıyor. Yerevan’ın Sari Takh mahallesinde halk mahalleye girmeye çalışan polislere molotof kokteylleri ve taşlarla direniyor.

Milli Güvenlik Servisi’nin resmi açıklamasında baskını gerçekleştiren kişiler hakkında  “terörist” ifadesini kullanması ise ülkede özellikle muhalif çevrelerden eleştirilerin gelmesine sebep oldu.

Asıl mesele ne?

Serj Sarkisyan’ın Karabağ’da toprak vererek hedeflediği çözüme izin verilemeyeceğini de belirten eylemci grup, öncelikle 22 Hazirdan’da tutuklanan muhalif arkadaşlarının serbest bırakılmasını ve Sarkisyan hükümetinin istifa etmesini istiyor. Ermenistan’da Karabağ konusunda Azerbeycan’a sıfır taviz ve rejim değişikliği kampanyaları örgütleyen Jirayr Sefilyan’ın tutukluluğu, aslında bize Ermenistan’da muhalefetin durumuyla ilgili iyi bir özet çıkarıyor.

Birçok yolsuzluk ve rüşvet olayına karışmış olan Sarkisyan hükümeti, iktidara geldiğinden bu yana ülkedeki ekonomik ve siyasi krizi durumu Karabağ meselesiyle örtbas etmeye çalıştı. İki taraflı ateşkesin sağlanamadığı Karabağ’da çatışma dönemleri her zaman ya meşru olmayan bir seçimin üstünü kapatmak ya da büyüyen ekonomik krize gelecek tepkileri engellemek için kullanıldı.

Ülkedeki muhalefeti sindirmek üzerine kurulmuş bu politika bir yandan seneler içerisinde palazlanırken, her sesini çıkaran sokaklarda yerlerde sürüklendi ve tutuklandı. Savaşın durmadan gündemde olduğu bu koşullarda, hem barış için iyi örgütlenemeyen bir muhalefet hem de hükümetin baskıları durumu bir grup muhalifin silahlanarak haklarını talep edeceği konuma kadar getirdi

Çözüm nerede?

Çözüm öncelikle Ermenistan ve Azerbaycan arsındaki bu çatışma hâlinin son bulmasıdır. Bölgedeki emperyalist güçler Rusya ve Türkiye, 28 senedir süren savaşta her iki ülkeyi de silahlandırarak birbirlerine karşı bir tehdit hâline getirip bundan çıkar sağlamanın yanında, ekonomik olarak da kendilerine bağımlı hâle getirmişlerdir. Evet bu rejim değişmelidir fakat önce bu savaş sona ermelidir. Ülkedeki tüm siyasi tutsaklar ve muhalifler serbet bırakılmalıdır ve bu baskıcı rejime hesap soracak, yeniden demokrasiyi inşa edecek birleşik bir muhalif hareket ilk önce savaşa karşı örgütlenmelidir.

Dikran Kumaşçiyan

Bültene kayıt ol