Berlin'de yüzlerce kişi 15 Temmuz darbesini tartıştı

28.07.2016 - 08:08
Haberi paylaş

Berlin'de "Interventionistische Linken" (IL) tarafından düzenlenen "Ne askeri diktatörlük, ne AKP diktatörlüğü! Türkiye'de darbe ve karşı darbe" toplantısına yaklaşık 350 kişi katıldı. Toplantıda 15 Temmuz'da yapılan askeri darbe girişimi, şu anki mevcut durum, yaşanan gelişmelerin muhalif ve özellikle sol güçler üzerindeki etkileri tartışıldı.

Toplantıda yazar ve aktivist Alp Kayserilioğlu, Kürt Ulusal Kongresi'nden Songül Karabulut ve HDK Berlin-Brandenburg Eşbaşkanı ve Sosyalist İşçi Avrupa aktivisti Erkin Erdoğan konuşmacı olarak yer aldı. Kayserilioğlu konuşmasında, özellikle darbe girişiminin nasıl gerçekleştiğini ve egemen sınıf içindeki yarılma ve çelişkileri ele alırken, Karabulut ise Kürdistan'daki savaştan söz ederek, Türkiye'nin bütünü için demokratik bir çözümün ancak Kürt sorununun çözülmesiyle elde edilebileceğini belirtti. Karabulut, Türkiye'deki düzen partilerinin Kürdistan'daki savaşa önemli ölçüde dahil olduklarını ve savaştan faydalandıklarını, "böl ve yönet" sloganının Türkiye'de genellikle işlediğini ve AKP'nin de geçen senenin bütününde yaptığı gibi, krizlerden güçlenmeye çalıştığını söyledi.

Geniş kesimleri demokrasi ve barış için harekete geçirme fırsatı

Erkin Erdoğan ise yaptığı konuşmada özellikle sol güçlerin darbe girişimine gösterdiği tepkiyi ele aldı. Türkiye'de solun geniş kesimlerinin darbeye karşı doğrudan ve aktif bir şekilde sokağa çıkmak yerine tutuk ve tereddütlü davrandığını belirtti. Erdoğan, krizden çıkış imkânı olarak geniş kesimlerin demokrasi ve barış için harekete geçirilmesi fırsatının kaçırıldığını söyleyerek, bunun sebebinin hem sol yapıların Gezi protestolarından bu yana (özellikle de geçtiğimiz yıl içinde) çok ağır baskılara maruz kalmış, hem de bunun sonucunda önemli ölçüde zarar görmüş olmaları olduğunu belirtti.

Yanlış analizler eylemsizliğe itiyor

Erdoğan, Kürdistan'daki savaşın, binlerce HDP üyesinin, önemli gazeteci ve akademisyenlerin tutuklanmasının sol yapıları zayıflattığını belirterek, Suruç ve Ankara'da sol kesimlerin ve sendikaların düzenlediği gösterilere yapılan intihar saldırılarının da etkili olduğunu söyledi. Askeri darbeyle ilgili olarak yapılan yanlış analizlerin, özellikle de darbe girişiminin bir senaryo olduğunu anlatan komplo teorilerinin de solun pasif tepkisinin sebeplerinden biri olduğunu belirten Erdoğan, buradan bir eylem stratejisinin çıkamayacağını söyledi.

Sokağa çıkanların darbeyi durdurmasının önemi

Öte yandan, sol kesimlerin sokağa çıkan insanlar hakkında yaptığı analizlerin de sorunlu olduğunu belirten Erdoğan, solun geniş kesimleri tarafından, sokağa çıkan insanların tümünün gerici veya faşist olarak damgalandığını söyleyerek, sokağa çıkan insanların hepsinin demokratik düşünce yapısına sahip olmadığının, hatta bir kısının korkunç vahşet tablolarına imza attığını, buna tolerans gösterilemeyeceğini ifade etti. Buna rağmen Türkiye'de ilk defa sağ-muhafazakâr bir hükümete destek veren insanların askeri darbeye karşı kitlesel olarak sokağa çıktıklarını ve darbeye önemli ölçüde engel olduklarını belirten Erdoğan, sözlerini Türkiye'de solun yeninden sokağa çıkması, sesini barış ve demokrasi için aktif bir şekilde yükseltmesi gerektiğini, geçtiğimiz cumartesi günü yapılan HDP mitinginin bunun için olumlu bir adım olduğunu söyleyerek tamamladı.

Irkçı pazarlığa karşı mücadele

Konuşmaların ardından yapılan tartışmalarda, Almanya'da solun geniş kesimlerinin neler yapabileceği ele alındı. Bu konuda özellikle AB ile Türkiye arasında yapılan "kirli pazarlığa" karşı birlikte baskı yapılmasının çok önemli olduğu belirtilerek, söz konusu pazarlığın aslında "ırkçı bir insan ticaretinden" başka bir şey olmadığı ve bu şartlar altında Türkiye'nin güvenli ülke olarak nitelendirilmesinin ancak kötü bir bir şaka olabileceği vurgulandı.

Katılımcılar ayrıca, Almanya'nın bölgeye yaptığı silah sevkiyatının derhal durdurulması ve Kürt aktivistlerin kriminalize edilmesine son verilmesi gerektiğini belirttiler.

Bültene kayıt ol