Yine, yeni, yeniden: Kazanana kadar grev!

27.05.2016 - 08:42
Haberi paylaş

Fransa'da hükümetin 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda olası saldırıları bahane ederek olağanüstü hâl uygulamasını iki ay uzatmasına aldırış etmeyen işçi sınıfı, dün (26 Mayıs) yine grev hakkını kullanarak ülkenin tamamında sokakları doldurdu.

İlk günkü kararlılığıyla iki ayı aşkın süredir ara ara devam eden grev ve gösterilere, bir hafta önce rafineri, dün ise nükleer santral çalışanlarını dahil etmeyi başardılar. Le Monde başta olmak üzere ülkenin günlük gazetelerinin büyük kısmının basılmasını engelleyerek bu saldırıyı püskürtmek için ne kadar kararlı olduklarının bir kez daha altını çizmiş oldular.

"Herkes polisten nefret ediyor!"

Paris'te yapılan gösteri, saat 14:00'te Bastille Meydanı'ndan başlayıp Nation Meydanı'nda son buldu. 100 bine yakın kişinin katıldığı eylem, bundan öncekilerde de benzer durumların yaşandığı gibi, yer yer otonomcu gruplar ve polis arasında çatışmalara sahne oldu. Gösterilerdeki polis şiddetinin artışı, Cumhurbaşkanı Hollande'ın fabrikalardaki işgali polis zoruyla kaldırma tehdidi (Sarkozy de aynı tehdidi dillendirip boyunun ölçüsünü almıştı), hatta geçen hafta ülke genelinde polisin "günah çıkarma" ve toplumdan destek almak, Charlie Hebdo ve 13 Kasım saldırılarında "alkışlananların" kendileri olduğunu anlatmak için düzenlediği eylemler, toplumda polise olan tahammülsüzlüğü artırmak, göstericilerin eylemlere gaz (toz) maskesi ile katılımını sağlamak ve "Herkes polisten nefret ediyor!" sloganının geniş yığınlar tarafından bağırılması dışında hiçbir işe yaramadı.

İktidar partisinde çatlak derinleşiyor

Geçen haftalarda Sarkozy önderliğindeki cumhuriyetçilerin hükümete verdiği gensoru karşısında, iktidardaki Sosyalist Parti'nin kendi içindeki muhaliflerinin desteğini alması kısa sürdü. Dün, neredeyse hükümet üyeleri dışında iktidar partisinde yasayı savunan kalmadı. Hükümet, kendi partisi içinde bile çoğunluğu kaybetmeye başladı. Yasayı çoğunluğun oyuyla geçiremeyeceğini erken fark eden hükümet, meclis oylamasına gerek duyulmadan cumhurbaşkanının onayıyla, anayasanın 49/3 maddesine dayandırarak geçirmek istiyor.

Son söz işçi sınıfının!

Fakat işçi sınıfı henüz son sözünü söylemedi. Şimdiye kadar karşılıklı hamleler ve onların karşılanmasıyla gelişen süreç, Haziran ayının ikinci haftasında başlayacak olan Avrupa Futbol Şampiyonası öncesi daha da kızışacağa benziyor. Kupanın başlama düdüğünden bir hafta önce en az üç günlük uyarı grevine başlayacak olan işçi sınıfı, bir anlamda hükümete son uyarısını yapacak. Eğer hükümet bu "yeni" çalışma yasasını hayata geçirmek noktasında ısrarını sürdürürse, kupayı kimin alacağını bilmem ama hükümetle işçi sınıfı arasındaki maçın galibini tahmin etmek zor gözükmüyor.

Cem Eyli

Bültene kayıt ol