İç Güvenlik Paketi yaşamı ve doğayı savunanları da hedef alacak

19.02.2015 - 16:16
Haberi paylaş

İç Güvenlik Paketi’nin ekoloji ve kent hareketi mücadelelerini kökünden baltalayacağını savunan Ekoloji Kolektifi, Yırca ve İztuzu başta olmak üzere yakın geçmişteki direnişler üzerinden paketin olası etkilerini anlattı.

Diken'in haberi şöyle:

Türkiye’de Bergama’da siyanürlü altın çıkarılmasına karşı başlatılan direnişle birlikte son 20 yılda doğa varlıklarını korumak için yürütülen mücadelenin giderek yükseldiği vurgulanan Ekoloji Kolektifi’nin açıklamasında, “Bergama’da filizlenen bu yaşam alanı direnişleri Yuvarlakçay, Gerze, Loç, Fatsa, Ulukışla, Solaklı, Arhavi ve Fındıklı gibi yeni alanlarda yeni direnişlere de ilham oldu. Gezi’den Hevsel’e, Kısırkaya’dan Validebağ Korusu’na pek çok mekân mücadelesi de doğmuş oldu” denildi.

İç Güvenlik Paketi kent/kır direnişlerini doğrudan hedef alacak

Giderek güçlenen kır ve kent direnişlerinin zeytinliklere, meralara, bağlara göz diken şirketleri memnun etmediği vurgulanan açıklamada, tam da bu sebeple söz konusu direnişlerin polis, jandarma ve özel güvenlik şiddetine maruz kaldığı belirtildi.

Bu şiddetin kamuoyu vicanında açtığı yaraların ve yarattığı etkinin, söz konusu projelerin ekonomik ve siyasi açıdan derin bir krize girmesine sebep olduğu savunulurken, İç Güvenlik Paketi’nin bu krizi aşmak için kullanılacağı ve kent/kır direnişlerini doğrudan hedef alacağı kaydedildi.

Açıklamada, Genel Kurul’daki görüşmelerinde şu ana dek muhalefet partilerinden beş vekilin yaralandığı İç Güvenlik Paketi’nin ekoloji ve kent hareketlerine etkisine şu somut örneklere yer verildi:

Direnişler savcıya sormadan kolluk tarafından dağıtılacak

“Ceza Muhakemesi Kanununda yapılacak düzenlemeyle polis toplu işlenen suçlarda 48 saate kadar gözaltı yapabilecek, bu gözaltı için savcıdan izin almayacak. İl İdaresi Kanununun 11’inci maddesine ilave edilen fıkralarsa, valilere ‘lüzumu halinde suçun aydınlatılması için’ kolluğa doğrudan emir verme yetkisi tanıyacak. Bir yerel direnişin suç unsuru taşıdığını tespit eden vali, adli soruşturma sürecine kendi kendine müdahil olarak direnişlerin bitirilmesi yönünde talimat verebilecek.”

Çevre-kent direnişçisine hapis cezası

“Yerel direnişçilerin en çok karşılaştığı, görevli memura görevini yaptırmamak için direnme, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet ve mala zarar gibi suçlamaların çeşitli düzenlemelerle daha ağır hapis istemleri içermesiyle tutuklama yolunun açılması, yerel yaşam direnişlerine etki edecek. Öte yandan kolluk müdahalesi sonucu oluşup oluşmadığı belli olmasa da, bir eylemde meydana gelecek tüm hasar yurttaşlara ödetilebilecek.”

Yargı kararları uygulatılamayacak

“Talanın en yoğun hissedildiği kıyılar ile jandarmanın görev yaptığı bölgelerdeki yatırımlar, tasarının geçmesi halinde ortaya çıkacak kolluk-mülki amir bütünleşmesinden önemli ölçüde faydalanacak.

Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu, İl İdaresi Kanunu ve TSK İç Hizmet Kanununda yapılacak değişikliklerle generaller dışındaki personel atamaları doğrudan İçişleri Bakanı tarafından gerçekleştirilecek. Personel, İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılabilecek. Yerelde vali ve kaymakamların yazacağı raporlarsa, jandarma ve sahil güvenlik personelinin atama ve terfilerinde temel kriter olacak.

Bu yolla, ilgili bölge sakinlerinin rızası dışında planlanan projeler hakkındaki yürütmeyi durdurma veya iptal kararlarının uygulanmasının daha da zorlaşacağı tahmin ediliyor. Şirketlerin uymadığı yargı kararlarının uygulanmasında zaman zaman jandarmaya yapılan şikâyetler yoluyla hukuksuz inşaatlar mühürlenebiliyordu. Öte yandan son dönemde şirketlerin yerel direnişleri kırmada başvurduğu bir diğer yol olan özel güvenlik şiddetine karşı da jandarma kimi zaman engel teşkil edebiliyordu.”

Paket uygulamada olsaydı

Tüm bu nedenlerle İç Güvenlik Paketi’nin toplumun yaşama, mülkiyet hakları ve hak arama hürriyetini uygulanamaz kılacak bir dizi tedbir olarak okunduğu belirtilen açıklamada, ‘Paket uygulamada olsaydı yakın geçmişteki mücadeleler nasıl gelişirdi?’ sorusu ise şöyle yanıtlandı:

Andon: Rizeliler bölgeden uzaklaştırılıp 48 saat gözaltında tutulabilirdi

“HES projelerine karşı açtıkları davaları kazanan Rizeliler, yargı kararlarını uygulamaya direnen şirket ve yerel idareye karşı yaptıkları eylemler yüzünden “kendilerinin ve başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürdükleri” gerekçesi ile bölgeden uzaklaştırılabilir, 48 saat gözaltında tutulabilir ve HES inşaatları hukuksuz şekilde devam edebilirdi.”

Loç Vadisi: Pek çok yurttaş ‘suçüstü’ sonrasında tutuklanabilirdi

“Orya Enerjinin gerçekleştirmek istediği HES projelerine yıllardır direnen Kastamonu Cide İlçesinde yer alan Loç Vadisi sakinleri, direnişlerine paketin yürürlükte olduğu sırada başlamış olsalardı çok ağır hapis cezalarıyla karşılaşabilirlerdi.

HES çalışmalarının yapıldığı bölgede pek çok defa HES şirketi yetkilileriyle karşı karşıya gelen Loç Vadisi sakinleri, yaşamlarının kaynağı olan sularını müdafaa ettikleri için aralarında mala zarar, basit yaralama, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, hakaret ve tehdit gibi pek çok suçtan yargılanıyor.

Paket yürürlükte olsaydı pek çok yurttaş ağır hapis cezalarıyla yargılanabilir, hatta pek çoğu kolluk tarafından ‘suçüstü’ sonrasında tutuklanabilir, böylelikle Loç Vadisine can suyu bile bırakmayacak HES projeleri yürürlüğe konabilirdi.”

Gerze: Ağır para cezaları ve tutuklamalar çıkabilirdi

“Termik santral projesi kapsamında neredeyse OHAL şartları uygulayan jandarma ve polise direnen Gerze ve Yaykıl halkı ağır para cezaları ve tutuklama cezaları ile karşılaşabilirdi. Bu nedenle direnişin gücü yıpratılabilir, kamuoyunun tepkisine rağmen ÇED olumlu kararı verilebilir ve proje hayata geçirilebilirdi.”

İztuzu: Dozerlerce yeniden tasarlanabilirdi

“Muğla’nın Ortaca İlçesi Dalyan Mahallesinde bulunan İztuzu Plajının işletmesinin özelleştirilmesinin ardından, işletme haklarını alan şirket plaja dozerlerle girip istediği düzenlemeleri yapmak için harekete geçti. Yargıdan kumsalın korunmasını öngören kararlar da çıkarken, haftalar süren yurttaş direnişi sonunda kumsal üzerindeki baskı şimdilik ortadan kalktı.

Dozerler karşısında savunma eylemleri yaparak bölgeyi terk etmeyen yurttaşlar, Paket yürürlükte olsaydı kolaylıkla bölgeden uzaklaştırılabilir, direniş şirket ve Bakana geri adım attıracak kadar büyüyemez, İztuzu Kumsalı da dozerlerce yeniden tasarlanmış olurdu.”

Yırca: Köylüler vali ve kaymakam emriyle daha ilk günden dağıtılabilirdi

“Yargı kararlarına ve nöbetlerine rağmen binlerce zeytin ağacının katledilmesine engel olamayan halk, vali ve kaymakam emri ile daha ilk günden topyekûn dağıtılabilir, ve hukuksuz termik santral projesini engelleyemeyebilirdi.”

Bültene kayıt ol