Cumartesi Anneleri'nde 529. hafta: “Kenan Evren elindeki kanla refah içinde yaşayıp öldü!”

17.05.2015 - 10:05
Haberi paylaş

Cumartesi Anneleri/İnsanları, 529. oturma eylemlerinde, yani 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası’nın ilk gününde, "Sabahattin Ali’in gözaltında kaybedildiği gereçeği unutulmasın" demek için bir araya geldi.

21 Mart 1995'te gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak, konuşmasında, devletin vahşetinden ve toplumun bu vahşeti görmeyişinden bahsederek "20 seneden beri Kolombiya'dan Filipinlere, Almanya'dan Fas'a, Edirne'den Kars'a, devletin bu vahşetini topluma anlatmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Ülke, Kenan Evren'in anayasası ile yönetiliyor"

1994'te gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in abisi İrfan Bilgin ise 12 Eylül darbesi generali Kenan Evren’in 10 Mayıs’ta öldüğünü hatırlatarak, “Kenan Evren eli kanlı piyondu. Emekçilerin paralarıyla refah içinde yaşayıp öldü. AKP, Kenan Evren’in cenazesine katılmayacağını açıklamış. Yüzlerce insanın ölümünün faili Kenan Evren elini solunu sallayarak, refah içinde gitti. Biriniz çıkıp sorabildiniz mi, yargılayabildiniz mi? AKP bugün Kenan Evren’in anayasasıyla ülkeyi yönetiyor, o yasadan besleniyor, Kenan Evren’in yasalarıyla iktidar olmaya çalışıyor. Ben AKP’nin cenazeye katılmama kararını samimiyetsiz buluyorum” şeklinde konuştu.

"Bizim acımız sıradan bir acı değil, geçmiyor"

1994'te gözaltına kaybedilen İsmail Bahçacı'nın kardeşi Umut Bahçacı, 20 yıldır annesinin yas tuttuğunu belirterek, annesinin anneler gününde "Keşke İsmail de yanımda olsaydı'' dediğini dile getirdi ve ''Bizim acımız sıradan bir acı değil, geçmiyor" dedi.

"Benim kardeşimin failleri, ellerini kollarını sallayarak geziyorlar"

12 Eylül'de gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumartesi Anneleri/İnsanları ile yaptığı toplantıdaki sözünü hatırlatarak, “O zaman gazeteciler bana ‘Umutlu musunuz?’ diye sormuştu. Umutluydum tabii ama sadece sorumlular bulunup yargılanırsa. Benim kardeşimin failleri belli ve ellerini kollarını sallayarak geziyorlar” diye konuştu.

Bu haftaki oturma eylemine Avrupa Akdeniz İnsan Hakları Ağı üyeleri de katıldı. Ağın yönetim kurulu üyelerinden Isaías Barreñada da söz alarak, gözaltında kayıpların sadece Ortadoğu ve Güney Amerika’nın sorunu olmadığını, Avrupa’da da gözaltında kaybedilen yakınlarını arayan insanların olduğunu söyleyerek Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın mücadelesine destek verdiklerini ifade etti.

İnsan hakları, demokrasi ve barış talebimiz hemen şimdi karşılık bulmalıdır!

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına yapılan ve Cumartesi İnsanları'ndan Evrim Baykondu'nun okuduğu basın metni ise şöyleydi:

Yarın 17 Mayıs. İnsan Hakları Derneği 1995 yılından beri her yıl, 17-31 Mayıs arasındaki dönemi “Kayıplar Haftası” olarak anıyor. İnsan Hakları Derneği, Türkiye genelinde kayıp yakınları ile birlikte bu tarihlerde gözaltında kaybetme suçunu gündeme getiriyor. Gözaltında kaybedilenlerin akıbetinin açıklanması ve sorumluların yargı önünde hesap vermesini sağlanmak için etkinlikler düzenliyor. Gözaltında kaybetmenin geçmişte kalan bir insanlık suçu olmadığına, kayıpların akıbetleri açıklanmayarak, failleri korunarak bugün de devam ettiğine dikkat çekiyor. Kayıplar haftası vesilesiyle bir kez daha söylüyoruz:

Hukuk devleti istiyoruz çünkü:

Hukukun üstünlüğüne dayanan bir devlette, tüm eylem ve işlemler hukuka bağlı olarak yürütülür. İnsan hakları ve temel özgürlükler genel olarak hukuksal koruma, özel olarak da yargısal koruma altındadır.

Hakikatin tanınmasını istiyoruz çünkü:

Geçmişin hakikati ile yüzleşmeden, hesaplaşmadan Türkiye’nin tüm kurum ve kurallarıyla işleyecek çağdaş bir demokrasiye kavuşması mümkün değildir. Türkiye'de insan hakları hukukuna dayalı bir siyasal ve hukuksal rejime geçiş için,

Adalet istiyoruz çünkü:

Devlet terörünün bu topraklarda yarattığı tahribat ancak adaletin tesisi ile onarılabilir. Ağır ve sistematik hak ihlallerinin açtığı derin yaralar ancak adaletin tesisi ile sarılabilir. Kapanmamış hesaplar ancak adaletin tesisi ile kapanabilir. Kayıplarımızın akıbetlerinin açığa çıkartılması, faillerinden yargı önünde hesap sorulması ancak adaletin tesisi ile mümkün olabilir.

Barış istiyoruz çünkü:

Şiddetin egemen olduğu yerde yurttaşın hak ve özgürlükleri saldırı altındadır.  Tüm toplumsal sorunların demokratik araç ve yöntemlerle çözümü hepimize huzur içinde bir yaşam ve özgür bir geleceğin kapısını açacak. Gerçek barışın tesisi ile devlet  eksenli değil, yurttaş eksenli, hak eksenli, adalet eksenli yönetim anlayışına geçilmesi mümkün olacaktır.

Kayıplar Haftası'na girerken taleplerimizi tekrarlıyoruz;

Öncelikle, hemen, şimdi insan hakları, demokrasi ve barış talebimiz karşılık bulmalıdır. Cezasızlık ve adaletsizlik üreten bu sistemin bütününde; köklü, yasal, idari ve adli değişiklikler yapılmalıdır. Soruşturma ve yargı makamları failleri koruyan pratiklerine son vererek, uluslararası hukuktan kaynaklanan görevlerini yapmalıdır.

Siyasal iktidar, adil kararlara varacak, hukuki teminatlara sahip yargılama sürecini garanti etmeli, gözaltında kaybedilen insanların akıbetlerini açıklamalıdır. Gerçeğe ulaşma hakkımızın hayat bulması için devlet, elindeki bilgilere tam erişim olanağı sağlamalıdır. Kaybedilenlerin izini eksiksiz sürecek mekanizmalar yaratılmalıdır.

Türkiye acilen Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’sine, Birleşmiş Milletler Savaş Suçları Ve İnsanlığa Karşı Suçlar Bakımından Kanuni Sınırlamaların Uygulanmayacağına Dair Sözleşme'sine, Savaş Suçları ve İnsanlığa Karşı Suçlar Bakımından Kanuni Sınırlamaların Uygulanmayacağına Dair Avrupa Sözleşmesi'ne Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Statüsü'ne,  Cenevre Sözleşmeleri Ek Protokolleri’ne taraf olmalıdır.

Bu taleplerimiz karşılık buluncaya dek susmayacağız;

Kayıplarımızın akıbeti açıklanıncaya, failleri yargılanıp hakkaniyete uygun cezalandırılıncaya kadar, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Tüm demokratik kuruluşları, hukukçuları, basını, akademisyenleri, yurttaşları kayıplarla ilgili ses çıkarmaya çağırıyoruz.

Zîn Demir

(Her cumartesi saat 14:00'de Nor Radyo'da yayınlanan 'Cumartesi' isimli programda, o haftaki Cumartesi Anneleri'ni dinleyebilirsiniz)

Bültene kayıt ol